Sağlıklı zihinsel ve duygusal gelişim, sağlıklı bir çocukluk için hayati önem taşır. Günümüzde çocuklar ve gençler, çoğu ebeveynin eskiden hayal bile edemeyeceği stres kaynaklarıyla karşı karşıya. Bu nedenle sizden destek ve ilgi beklerler ve onlarla doğru şekilde ilgilenmek kişisel gelişimleri açısından çok önem taşıyor.
Son yıllarda (özellikle pandemi sonrasında), çocuklar evde, kreşte veya okuldaki etkileşimlerinde değişen rutinlere ve beklentilere uyum sağlamak zorunda kaldılar. Doğal olarak, ebeveynlerin ve bakıcıların da çocuklarının zihinsel ve duygusal ihtiyaçlarının farkında olmaları ve onları nasıl destekleyeceklerini bilmeleri daha da önemli hale geldi.
Çocuğumuz bazen beklenmedik bir davranış gösteriverir. Bazen beklediğimizden daha içine kapanık davranır, bazen bağırır, öfke nöbeti geçirir, bazen de dizinizin dibinden ayrılmaz veya gece yarısı yatak odanızda bitiverir.
O anda bunun sebebini çok düşünmeyiz, ancak ona biraz daha ilgi göstermeye başlayınca bu beklenmedik davranış azalmaya veya görülmemeye başlar. Biz de bu süreçte çocuğumuza daha fazla odaklanmamız gerektiğini anlarız.
Aslında çocukların birçok eylemi dikkat çekme ihtiyacından kaynaklanır, ancak bu eylemleri bir kalıba oturtmak/anlamak her zaman kolay olmaz. Sizden destek görmek veya onay ihtiyacı olabilir, şımarma eğilimi de olabilir. Çocuğun ilgi ihtiyacını anladığımızda da ne yapmamız veya yapmamamız gerektiğine karar vermek her zaman kolay değildir. Özellikle de ilk çocuklarda…
Bu yazımızda çocukların dikkat çekmek için yapabilecekleri ve bu durumlar için önerileri derlemeye çalıştık.
İlgiye ihtiyacı olduğunu açıkça ifade etmek yetişkinler için bile çok zordur. Duygusal dünyası ve kelime dağarcığı gelişmemiş çocuklar için bu daha da zordur. Çocuklar daha fazla ilgiye ihtiyaç duyduklarında, genellikle bunu açıkça söylemezler. Onun yerine, bu ihtiyacı davranışlarıyla gösterirler; genellikle de sizi sinirlendirebilecek şekillerde...
Tabii ki her çocuk farklıdır, çocuğunuzla ilişkinizin bir sonucu olarak sizin gözleminiz burada çok önemlidir. Eğer bu konuda deneyimsiz hissediyorsanız, bir rehber olsa keşke diyorsanınz, aşağıda örnekleyeceğimiz işaretler çocuğunuzun ona daha fazla zaman ayırmanıza ve ilginize ihtiyaç duyduğu anlamına gelebilir:
Bağırmak, yüksek sesli davranışlar:
İlgiye ihtiyaç duyan çocukların en çok yaptıkları eylemlerden bir tanesi, gürültücü ve rahatsız edici olmaktır. Bu şekilde ebeveynlerin dikkatini çekeçeklerini düşünürler. Uzman Psk. Ece Gürani Şanda, “İletişim problemleri, ilgisizlik, otoriteye karşı gelme isteği ve isteklerinin dikkate alınmaması nedeniyle çocuklarda öfke tepkileri ortaya çıkabilir.” Derken; Aile terapisti Dr. Jay Serle “Eğer çocuğunuz daha fazla ilgiye ihtiyaç duyuyorsa, genellikle bağırma, sızlanma veya sözünü kesme gibi ilgi çekme davranışları sergiler" diyor.
İnatlaşma, isyan:
Eğer bir konuda istenileni yapmazsa, aykırı davranırsa çocuk kendisi ile ilgilenileceğini düşünebilir. Doç.Dr. Adnan Çoban “Çocuk ergenliği de denilen İnat dönemi, 2-4 yaş arasında görülen çocuğun sıklıkla ısrar ettiği, kurallara uymada zorlandığı, her soruya neden veya hayır cevaplarını verdiği, kısaca ebeveynlerinden ayrışarak kimlik savaşı verdiği bir dönemdir.” Diyor.
Aile terapisti Melissa Legere ise “Çocuğunuzun ekstra ilgiye ihtiyacı olduğunun bir işareti artan isyankarlıktır” diyor. "Çoğu durumda daha asi olmaya başlayabilirler, herhangi bir kurala uymayı reddedebilirler, veya sadece karakterlerine uymayan şeyler yapabilirler" diye ekliyor.
Kendini tekrarlamak:
Eğer bu tekrarlamalar bir hastalık (Ekolali) belirtisi olacak gibi sürekli değil, ara ara ortaya çıkıyorsa, anlık ilgi ihtiyacından olabilir. Çocuğunuz sizi rahatsız ederek, kendisi ile ilgilienilmesini sağlamak istiyor olabilir.
Davranış analisti Emily Groben “Çocuklarınızın ilgiye ihtiyaç duyduğunun bir diğer işareti de size aynı soruyu tekrar tekrar sormalarıdır" Diyor. "Aslında cevabı biliyorlar, ancak size sorarlarsa onlarla konuşacağınızı da biliyorlar ve bunu istiyorlar."
İçine kapanma, sessizleşme:
İlk maddedeki mantığa aykırı görünebilir, ancak ilgi arayan çocuklar bazen geri çekilip içlerine de kapanabilirler. Uzm. Psk. Nilay Nur Akdağ “Entelektüel Dinginlik Arayan Mizaç Tipine sahip bir çocuk ailenin güvenini hissetmediği bir noktada içe kapanık ve çekingen tutumlar sergileyebilirken, yapısal olarak hareketli ve konuşkan olması ile bilinen DTM7 dediğimiz Keşfetmenin Hazzını Arayan Mizaç tipine sahip bir çocuk ailenin yanlış tutumları ile içe kapanıklık yaşayabilir” diyor.
Melissa Legere ise, "Eğer bir çocuk kendini uzaklaştırmaya ve izole etmeye başlarsa, aile ile zaman geçirmekten kaçınırsa veya genel olarak her şeyle ve herkesle ilgisiz görünüyorsa, bu aslında onun sizden daha fazla birlikte zaman geçirme, daha sıkı bir bağlantı ve duygusal desteğe ihtiyaç duyduğunu gösterme yolu olabilir" şeklinde bu durumu özetliyor. Tabii ki, bu durum sürekli tekrarlamaya başlarsa bir psikolojik danışmanlık almak da gerekebilir.
Öfke nöbetleri, Sinir krizleri:
Öfke nöbetleri ve sinir krizleri aile için çok üzücü veya endişe vericidir. Ve maalesef yürümeye başlayan ve okul öncesi çocuklarda oldukça yaygın görülebilir. Çoğu zaman bu durum çocuğunuzun sizden daha fazla ve yakın ilgiye ihtiyacı olduğunun bir işaretidir. Uzm Dr. Uğur Kaya, "Bağımsız birer birey olduklarının farkına varmaya başlamaları ve dünyayı keşfetme merakları bu inatlaşma sürecini tetikler” diyor. Bu dönem çocukların yapmak isteyip de yapamadıkları şeylerden dolayı hayal kırıklığına uğradığı veya bunaldıkları, ve bu duygularla başa çıkma becerilerinden yoksun oldukları bir durum olarak düşünülmelidir.
İşte bu nedenle özellikle erken yürüme dönemi ve okula başlama süreci dikkat edilmesi gereken bir zamandır. Çocuk çabalar veya endişe duyar, ama dile getiremez; örneğin sizin yürümenizi algılıyordur ama gördüğü hareketleri tam olarak gerçekleştiremez. Bu çaresizlik hissi kolayca patlamalara yol açabilir.
Fiziki şikayetler:
Genellikle gözden kaçan bir diğer belirti ise birden ortaya çıkan fiziksel semptomlar ve şikayetlerdir. Tabii ki bir hastalık başlangıcı veya "kronik yorgunluk sendromu" gibi durumlar ayrı bir gözlem ve profesyonel danışmanlık alma konusudur. Ama akşam zıpkın gibi olan çocuk ertesi gün hiç olmadık bir şekilde "çok başım ağrıyor" diye karşınızda ise, bunun altında ilgi isteği yatıyor olabilir. Dr Serle, "Bazı çocuklar ilgi istediklerinde olmadık fiziksel şikayetler ile karşınıza gelirler" diyor. Örnekler arasında karın ağrıları, baş ağrıları ve iştahsızlık önemli yer tutar.
Gelişmede yavaşlama, gerileme:
Önceden bağımsız olarak giyinen bir çocuk, birden sizden onu giydirmenizi talep etmeye başlayabilir. Gece boyunca düzenli uyuyan bir çocuk tekrar uyanmaya başlayabilir. Bu tür gerileyen davranışlar bazı özel durumlarda da görülebilir, ancak genellikle çocuğunuzun sizden daha fazla ilgiye ihtiyacı olduğunun bir işaretidir.
Değişmeyi (davranış düzeltmesini) kabul etmeme:
Çocuğunuzun daha fazla ilgiye ihtiyacı olduğunun oldukça açık bir işareti de, siz bir konu için ona bilgi verdikten yada davranışını düzelttikten sonra da olumsuz bir davranışın sona ermemesidir. Bu bir tür inatlaşma gibi görülse de, davranış sorunu olarak değerlendirilmelidir.
Emily Groben, "-Kardeşine her vurduğunda ona durmasını ve bunu yapmamasını söylediniz ama durum değişmiyorsa, bu onun ilgiye ihtiyaç duyduğunun kesin bir işaretidir" diyor. "Çünkü ‘olumsuz ilgi hiç ilgi görmemekten iyidir" ve "Eğer kardeşime vurursam annem/babam benimle konuşur' düşüncesini geliştirmiştir."
Yapışkan davranış:
Çocuğunuzun aniden size sürekli yapışkan bant ile bağlı gibi göründüğünü hissediyorsanız, mevcut durumda verdiğinizi düşündüğünüzden daha fazla ilgiye ihtiyaç duyduğunun bir işareti olabilir. Bu şekilde gereksiz yapışkanlık da oldukça yaygın bir ilgi ihtiyacı göstergesi olarak belirtiliyor.
Aslında sağlıklı hiçbir ebeveyn çocuğundan bilerek ilgiyi esirgemez. Bu durum daha çok, değişen günlük hayatın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Günümüzde büyük çoğunlukla ebeveynler çok sayıda sorumluluklarla uğraşıyor. İş gereksinimleri, artan ev işleri veya diğer kardeşlerle de ilgilenmek sürekli olarak ve tam anlamıyla bir çocuğun yanında olmayı, onu tam anlamayı zorlaştırabilir. Anne baba evde bile olsa, telefon konuşmaları, sürekli artan bir yapılacaklar listesi, televizyondaki haberlere konsantre olmak gibi dikkat dağıtıcı şeyler çocuklara odaklanmayı engelleyebilir.
Bir diğer büyük etken ise strestir. Modern Dünya’da pek çoğumuz stresli bir işte bütün gün çalışıyoruz, eve yorgun geliyoruz ve hemen bir soru yağmuru ile karşılaşmak bir zorluk doğuruyor. Çocuk(lar) iyi niyetli dahi olsa, herkesin stresli bir günün ardından rahatlamak için zamana ihtiyacı var. Uzmanlar kendinize rahatlamak ve kendinizle ilgilenmek için biraz zaman tanımazsanız, çocuklarınıza tam dikkat vermenin çok daha zor hale geldiğini belirtiyorlar.
"ihtiyaç duyduğu ilgi" bir anahtar... Bu önemli nokta, sadece bizim günlük hayatımızı rahatlatmakla kalmaz, ileride daha özgüvenli, hayata hazır ve dayanıklı çocuklar yetiştirmemize de yardımcı olur. Şimdi de bu konuda önerilere bakalım:
İlginizi gün içine yayılmış olarak gösterin
Çocuğunuza daha fazla ilgi göstermek için her zaman büyük ve özel bir an yaratmanıza gerek yok; bu kesinlikle faydalı olsa bile. Bunun yerine, gün boyunca davranışlarınızda tutarlı olmaya, onunla düzenli ilgilenmeye odaklanın. Melissa Legere, "Kısa süreli olsa bile düzenli olarak bire bir zaman geçirmeye çalışın" diyor. "Büyük jestlere ihtiyacınız yok; basit, günlük etkileşimler bile büyük bir fark yaratabilir." Örneğin sadece birlikte yemek yiyebilir, veya boş zamanlarınızı onların keyif aldığı bir şey yaparak geçirebilir, hatta birlikte kaliteli zaman geçirmek için iş yaparken onu da yanınıza alabilirsiniz. Bu eylem ayrıca çocuğun kendisini önemli hissetmesine ve deneyim/melekelerinin gelişmesine de katkı sağlayacaktır.
Onu övmenin yollarını bulun
Olumlu ilgi çocuğunuz için iyidir, yerinde övgü de öyle. Uzm Psk Ceyda Uskan, “Çocuğunuzun olumlu görülen bir eylemini ödüllendirmek, onaylamak çocuk için cesaretlendirici ve güven verici bir hal yaratır” diyor. Örneğin "Eğer sandalyesini masaya doğru iter yerine yerleştirirse” onu bunun için övebilirsiniz. "-Sandalyeni bu kadar dikkatli bir şekilde itmeni çok beğendim!" gibi bir cümle cesaretlendirici olacaktır.
Burada önemli olan çocuğunuzun yaptığı eylemde gurur duyduğunuz davranışı özellikle adlandırarak spesifik ve net olmaktır. Dr Uskan “Davranışı değiştirmek istiyorsanız önce olumlu olanları pekiştirin, çocukla iyi bir iletişim kurduktan sonra çocuğun olumsuz davranışlarına yönelin.” Diye ekliyor.
Cihazlardan (biraz) uzaklaşın
Hepimiz bir gerçeği kabul ederiz sanırım: Bu günlerde çoğumuz çocuklarımızla bir arada omamız gerekirken bile uzun sürelerle telefonlarımıza takılı kalıyoruz. Çocuklarımız bunu doğal olarak hisseder/görür ve onlarla ilgilenmek yerine telefonlarımıza gömülü olduğumuzda tepki gösterebilirler. Melissa Legere, çocuğunuzla bir aktivite yaparken veya sadece dinlenirken elektronik cihazlardan bilinçli bir şekilde uzak durmaya çaba gösterin diyor. "Ve bu zamanı onları daha iyi tanımak, onlara yanında olduğunuzu ve her zaman onları desteklemeye hazır olduğunuzu göstermek için kullanın." diye tavsiyede bulunuyor.
Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirmek, aktivitelere katılmak ve iyi davranışlarını övmek, çocuğunuza daha fazla ilgi göstermenin uygulanabilir yollarıdır. Ancak, kaçınmanız gereken şeyler de var.
En büyük hata, çocuğunuzu yaşadığı duygusal çöküntüler sırasında veya yoğun duygular yaşadığında cezalandırmaktır. Joy Allovio, "Çoğu zaman, ebeveynler çocuğun sakinleşmesi için sadece odasına gitmesini veya cep telefonunu açmasını veya gidip uyumasını söylüyor" diyor. "Bu söylem o an için işe yarar gibi görünebilir, ancak çocuğa bir dahaki sefer bunaldığında veya hayal kırıklığına uğradığında ne yapacağına dair hiçbir yol göstermez."
Çocuğun bu davranışlarını cezalandırmak gibi, görmezden gelmek de yapılmaması gereken bir eylemdir. Bu onun kendisini önemsiz / değersiz hissetmesine yol açabilecek, önemli bir hata olur.
Özellikle de başkalarının önünde çocuğu “ilgi istiyor” şeklinde tariflemekten de kaçının; bu onu yanlış anlaşıldığını düşünmesine ve utanmasına yol açabilir.
Tabii ki "aşırı ilgi" de bir sorun. Dr. Adnan Çoban, "Hepimiz çocuklarımızı severiz, onlar için her şeyi göze alırız, canımızı bile veririz. Ancak her şeyde olduğu gibi sevgide de aşırıya kaçmak zarar verici oluyor." diyor ve "Aşırı ilgili ebeveynler, çocuklarının iyiliğini, mutluluğunu isterler, onları çok severler, ama farkında olmadan zarar görmelerine sebep olurlar." diye ekliyor.
Onlara duygularını adlandırma fırsatı vermek, konu hakkında konuşmasını sağlamak iyi bir yöntemdir. Siz bu şekilde davranırsanız onu model olarak alacaktır. “Kardeşin kamyonu aldığı için çok sinirlisin. Evet sinirlenmen normal, ana ona vurman doğru değil. Seni sakinleştirmem gerekir, şimdi ikimiz de biraz sakinleşene kadar seni kucağıma alacağım.” gibi açık ifadeler durumu daha kolay kontrol altına almanızı sağlayabilir; Çocuklar da sizi taklit ettiği için duygularını aynı şekilde ifade etmeye başlarlar.
Dr Çoban, "Kendisini ifade etmesine izin vermeli; Sabırla, hoşgörüyle ve cesaret vererek onları dinlemeli. Çocuk olduğu unutmamalı. Dinlerken bir büyükten beklenilen şekilde konuşması beklenmemeli." diyor.
Özellikle de bir konuda konuşurken çocuğun göz hizasında olmanız, ona yukarıdan bakmamanız iletişimi çok daha kolay hale getirecektir.
Allovio ise, çocuğunuzu sakinleştirmeye çalışmadan önce öncelikle sizin sakin olduğunuzdan emin olmanızı öneriyor. "Yumuşak ve nazik bir şekilde konuşun" diyor. "Ona durumu anlatın; Örneğin, 'Çok fazla gözyaşın ve yüksek sesle konuşuyorsun. Çok sinirli olduğunu görebiliyorum!'" Ardından, derin nefesler almaları için ona yol gösterin. Hazır olduklarında da, duygularını paylaşırken onları şefkatle dinleyin.
Bir tepki durumunda seçim yapmayı ona bırakmak da durumu kontrole yardımcı olabilir. "Kendini öfkeli hissediyorsun, anlıyorum. Oyuncaklarınla oynamaya devam etmek istiyordun ama artık yatma ve büyüme vakti. Kırmızı pijamalarını mı, yoksa çizgili olanlarını mı giymek istiyorsun?"
Melissa Legere ise, özellikle daha büyük çocuklar söz konusu olduğunda, anahtar noktanın onların sınırlarına saygı göstermek ve mahremiyetlerine müdahale etmekten kaçınmak olduğunu hatırlatıyor. "Örneğin onu neyin rahatsız ettiğini anlamaya çalışmak için eşyalarını karıştırmaktan kaçının" diyor. "Bunu yapmak, aranızdaki güveni gerçekten zedeleyebilir ve çocuğun size o anda ve gelecekte açılma olasılığını azaltabilir." Ayrıca çocuğunuzu duyguları hakkında açılmaya çok fazla zorlamaktan da kaçınmalısınız, çünkü bu zorlama onların daha da kapanmasına veya kendilerini uzaklaştırmasına neden olabilir, diye ekliyor.
Psk. Dr. Emre Altınel ise "Çocuğa sadece ilgi çekmeye çalıştığında değil; günlük hayattaki her hangi bir durumda da ilgi göstermek gereklidir. Bu durumda çocuk sürekli ‘ilgi çekme’ye çalışmayı, iletişim için bir gereklilik olarak görmeyecektir." diyor, ki bizce de oldukça önemli bir nokta...
Çocukların zaman zaman ilgi çekme davranışları sergilemesi çok yaygındır. Genellikle bunun nedeni sizin onlara verebildiğinizden daha fazla ilgiye ihtiyaç duymalarıdır. Bu işaretlere empati ile yaklaşmanız, eylemin kendisinden ziyade altında yatan sebebi bulmaya odaklanmanız önemlidir.
Eğer son zamanlarda çocuğunuza tam olarak odaklanamadıysanız, hemen kendinizi suçlamayın. Hayat, yoğun dönemler, zorluklar bazen engel olur. Çoğu çocuk ekstra bir şefkat, neşeli ortam ve ilgiye iyi yanıt verir ve davranışları genellikle hızla iyileşir.
Ancak, bu davranışlar devam ederse, bunun altında yatan başka nedenler de olabilir. Bunu kendi başınıza çözemiyorsanız, çocuğunuzun doktoruyla veya lisanslı bir terapistle iletişime geçmeniz gerekebilir. Böyle bir durumda da kendinizi yıpratmayın, birçok çocuk sizin çocuğunuzla aynı sorunları yaşıyor olabilir. Zihinsel ve duygusal sağlık, fiziksel sağlıktan farklı bir şey değildir.
Çocuğunuzun ruh haline yardımcı olurken, kendi duygusal sağlığınızı da unutmayın. Unutmayın, uçuş öncesi acil durum bilgilendirmelerinde her zaman, “Önce kendi maskenizi takın, sonra diğer yolcuların maskesine yardımcı olun” diye söylenir.
Zihinsel ve duygusal sağlığınızı koruyarak; çocuğunuzun sizinle olumlu, kendisini geliştirici deneyimler yaşaması için fırsatları artırırsınız. Pozitif duygular, her konuda iyileşmenin temel bir anahtarıdır. Pekiştirmek için de, yazımıza gülen Ozmoz çocukları ile nokta koyalım :)
Çocuğunuzla beraber, bolca sevgi ve huzurla geçecek günler dilerim.
Mukadder Özden, Tekstil Mühendisi ve Anne.
Daha detaylı inceleme yapmak isterseniz kaynaklar:
American Academy of Pediatrics
Özlem Cankurtaran – Kronik yorgunluk sendromu
* Bu yazı genel bilgilendirme amacı ile hazırlanmış, faydalanılan kaynaklar yukarıda gösterilmiştir. Çocuğunuz ile ilgili süreklilik arzeden veya olağandışı bir durumda mutlaka uzman hekime başvurunuz.