Geçen yazımızda, popüler bir yaklaşım olan “Nazik Ebeveynlik” konusunu ele almıştık. Çocuğa daha şefkatle, empati ile yaklaşan, anlayış gösteren sınırları düzenleyen ebeveynler zamanla çoğaldı demiştik.
Giyimin modası olur da, Ebeveynliğin olmaz mı?😊
Son bir-iki yıldır oldukça önem kazanan “Nazik ebeveynliğin” bir alt kümesi olarak, “Uysal (Pasif) ebeveynlik” de ortaya çıktı ve görünüşe göre hız kazanıyor. Biz de, oldukça yeni olan bu konuda bir araştırma yaptık.
Bu yazımızda, Nazik olmak ile Uysal/Pasif olmayı birbirinden ayıran, ilk bakışta önemsiz gibi görünen ama büyüyen çocuk açısından sonuçları oldukça etkili olan farkları aktarmaya çalışacağız.
Bu yaklaşım, çocuk(lar)ınıza karşı “empati” ve “duygularını onaylama” gibi nazik ebeveynliğin temel bileşenleriyle başlayıp, bunları birkaç adım daha öteye taşıyan bir durumu anlatıyor.
Kimi uzmanlar bu durum için (1) “Pasif ve kayıtsız ebeveyn, çocuğun davranışları karşısında “ilgisiz ve kayıtsız” davranışlar sergileyen anne babadır. Onlar için çocuğun varlığı ve yokluğu belli değildir. Bu gruba giren anne babalar hoş görü ile boş vermeyi birbirine karıştırmaktadırlar.” Diyor.
Ebeveynlik uzmanı Ana Vega ise (4), "Uysal ebeveynlik, takviye edilmiş nazik ebeveynlik gibidir; empatiye odaklanmanın müsamahakarlığa dönüşebileceği, sınırların belirsizleşebileceği ve disiplinin göz ardı edilebileceği bir durumdur" diyor.
Uysal ebeveynler, huzurlu bir ortam yaratma çabasıyla genellikle sınır koymadan çocukların isteklerini yerine getirirler ve onları çok nadiren cezalandırırlar.
Vega, "Bunu çok iyi niyetli ve bu iyi niyette sınır tanımayan bir ebeveynlik olarak düşünün; bu nedenle, çocukların iç disiplin sağlama veya genel beklentilere uyum sağlama zorluğu çekmesine de neden olabilir" diye ekliyor.
Dikkat ediniz, uysal/pasif ebeveynlik, “izin verici” ebeveynlikle bazı özellikleri paylaşırken, bu yaklaşımın kökü veya nedeni farklılaşıyor. Nazik ebeveynler gibi, uysal ebeveynler de genellikle çocuklarıyla empati kurmak ve güçlü duygusal zekâ becerileri geliştirmelerine yardımcı olma amacıyla bu tekniği benimserler. Ancak yöntemleri birkaç temel noktada farklılık gösteriyor.
· Ona ne yapması gerektiğini söylemek yerine, ne yapmak istediğini sormak.
· Çok nadiren ona “hayır” demek, bunun yerine tartışmayı önlemek yada aşırı tepkisinden kaçınmak için taleplerine/isteklerine rıza göstermek.
· Her koşulda (davranışları çizgiyi aşsa bile) onunla empati kurmak.
· Çocuğun duygularını ön plana alıp, davranış sınırlarını belirlemekten öncelikli hale getirmek.
· Çocuğun liderliğini takip ederken, aile içi yapıdan vazgeçmek.
Yukarıda "kayıtsız davranış sergileyen" diye bir yorum da vardı ama; Uysal/Pasif ebeveynler genellikle sakin, çocuklarının iç dünyasını duygusal olarak serbest bırakan, onu koşulsuz detekleyen kişiler olarak görünüyor. Çocukları için huzurlu, destekleyici bir ortam arzuluyorlar ve zor anlarda bu duygusal düzenlemeyi modellemek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bu ebeveynler aynı zamanda hoşgörülüdür ve huzuru korumak adına çocuğun zor davranışlarıyla çözümcü şekilde ilgilenmek yerine onları görmezden gelmeyi tercih edebilirler. Ancak; bu durum, ebeveyn ve çocuk arasında ev içi kuralların ve sınırların eksikliği olarak ortaya çıkabilir.
Başka bir deyişle, uysal ebeveynler çocuklarının kendiliğinden gelişimi amacına sahip ve bilinçli seçimler yapma eğiliminde olabilirler. Ancak bunların uygulanması, ebeveyn liderliğinden ziyade çocuk liderliğindeki bir ortama da yol açabilir. Bu ortam, gelişmek için büyüklerinden gelen yönlendirme ve disipline ihtiyaç duyan çocuklar için (kendileri aksini iddia etse de) çoğu zaman kaotik ve hatta kafa karıştırıcı olabilir.
Yukarıda sınırlardan bahsetmiştik; Uysal ebeveynler, aile biriminde izin verilen ve izin verilmeyen davranış türleri konusunda sınırlar/kurallar oluşturmazlar.
"Uysal ve nazik ebeveynliğin ikisi de duygusal bağ ve saygıyı vurgulasa da, temel fark sınır koymada yatar" diyor Psk Dr. Carolina Estevez, "Nazik ebeveynlik, empatiyi net kurallar, olumlu pekiştirme ve çocukları uygun davranışa yönlendirmeyle dengelerken; Uysal ebeveynlik, bazen tutarlılıktan ödün vererek, bir çocuğun arzu ve duygularına uyum sağlamaya daha fazla yönelir."
Dil ve konuşma terapisti, yazar Asha Dore de, davranış sınırlarının belirlenme şeklinin nazik ebeveynlik ile uysal ebeveynlik arasındaki temel fark olduğunu ifade ediyor.
"Nazik ebeveynlik bir çıraklık modeline benzer; çocuklara mücadele ettikleri şey için utanca dayalı olmayan bir dil/eylem biçimi öğretmek gibi. Uysal ebeveynlik de çocuğun deneyimine aynı şekilde, aşırı odaklanır; Ancak, uygulaması zor görünen sınırlar koymak yerine daha çok sorular sormak şeklinde ortaya çıkabilir" diye ekliyor.
Uysal/pasif ebeveynlerle büyümüş çocuklar zamanla aşırı talepkar ve narsist davranışlar gösterebilir. Özgüvenleri yüksek olsa da, sosyal becerileri genelde düşük olmaya meyillidir. Empati kurmakta zorlanırlar. Bir gruba dahil olmakta, kuralları olan ortamlara uyum sağlamakta güçlük çekebilirler. Ebeveynleri tarafından herhangi bir sınırlama ya da yönlendirme getirilmemiş bu çocuklar, hayata karşı amaçsız ve kayıtsız bir tutum geliştirebilirler. Özellikle de, okul hayatından başlamak üzere belirli bir disiplin gerektiren akademik hayatta ve kariyerlerinde zorluklar yaşama ihtimali artabilir.
Asha Dore ayrıca, uysal ebeveynlikle birlikte gelen sorulara dayalı dil kalıplarının, nöroçeşitliliğe sahip çocuklar (Herhangi bir sebepten beynin farklı gelişme veya çalışma durumu) için özellikle zor olabileceğini; bu çocukların genellikle sorular sorulduğunda aşırı uyarıldıklarını belirtiyor. Aslında ebeveynlerin çocukların faydasına olacak kesin kararlar aldığında genelde daha iyi performans gösterdiklerini de ekliyor.
Uysal ebeveyn olmanın “bazı kısımları” ilginizi çektiyse bu yöntemi, nazik ebeveynlik ile birleştirmek isteyebilirsiniz. Kısaca; Eylemlerde ve iletişimde makul sınırları korumaya dikkat ederken ebeveynlik yaklaşımınızı biraz daha uysal hale getirebilir, böylece bir sinerji doğurmaya çalışabilirsiniz.
İşte size birkaç öneri:
· Çocuğunuzun duygularını doğrulayarak aktif dinleme uygulayın
· Çocuğunuzun hata yaptığı anlarda, ona öğretici olmaya odaklanın; ceza vermek yerine sonuçlar hakkında konuşun veya daha iyi davranışlar için çözümler düşünün.
· Çocuğunuzun duygusal tepkilerine karşı empati ve şefkati dengeleyin; Tutarlı yemek saatleri ve yatma vakti rutinleri de dahil olmak üzere günlük planınızı koruyun.
· Çocuğunuzun yargılanmadığı güvenli bir ortamda hata yapmasına ve durum uygun ise yaşına uygun disiplini almasına imkan sağlayın.
· Öfkeyle tepki vermek yerine duygularınıza hâkim olarak, örnek davranışlarla yol gösterin.
· Çocuğunuzun makul önem dereceli durumlarda (kendi kıyafetini seçmek gibi) kendi kararlarını vermesine izin verin.
Prof. Dr. Adnan Çoban (6) “Çocuğun kişilik özelliğinin belirlenmesinde, sorun çözme becerilerinin gelişiminde ve çevresiyle etkileşiminde anne babanın tutumu büyük öneme sahiptir. Çocuk anne baba tutumlarını ve gelen geri bildirimleri taklit ederek kendi davranış becerilerini geliştirir.” Diyor.
Dolayısı ile, çocuğunuzun hayattaki ilk (ve temel) rehberi siz olacağınız için, davranışlarınız onun kişiliğinin gelişmesinde rol oynayacaktır. Ona kişiliğini geliştirecek şekilde destek verip, özgüveninin oluşmasını sağlarken, hayatın her döneminde belirli sınırlar, sosyal bağlar ve denge kavramının önemli olduğunu öğretmeniz, başarılı ve iyi bir insan olması için önemli olacaktır.
Bu yazımıza da sevgili Ozmoz çocuklarımız ile veda edelim. OZMOZ Yaz Kolleksiyonu çekimlerinden aldığımız resim, bu serin günlerde içimizi ısıtıyor. Ozmoz çocuklarımız ailemizin önemli bir parçası; onları oldukları gibi severken, her zaman gelişimleri için yönlendirici ve yol gösterici örnekler olmaya çalışıyoruz
Sevgi ile kalın,
Mukadder Özden, Anne ve Tekstil Mühendisi
İlgilenenler için kaynaklar: